8 Ocak 2013 Salı

-----Alışacaksın----

zaman mı bize nankör, biz mi zamana karşı nankör, anlayamadım!..
çocukluğumuz daha dün gibi, yarınlar tükenmiş
büyümeyi beklerken, yüzümüzde çizgiler çoktan  belirmiş.
çocuk ruhumuzla kurduğumuz hayallerin renklerinden sıyrılıvermişiz,bir bir!
ümitlerimiz bir çift bilinmezde kaybolup gitmiş.
büyümek zor değil, sabırsızlanmaksa yersiz,
asıl zor olan, bu olgunluğa katlanmak imiş!..
hayal kurmanın saçmalığını anlamak, gerçeğe yüzünü dönmek,
avuçlarımız umudunu yitirmişken, yarını umutla bekler gibi yapmak, en zor olanı...
hayat bir noktaya kadar düz bir çizgi, belkide biz öyle, toz pembe, engebesiz gördük yokuşları
kafamızı kaldırmadan ilerledik kanımız delice çağlarken.
sonra gerçeğe selam durduk bir yokuşun başlangıcında!..
yinede belkiler sığdırdık onca imkansızın arasına
inanmak istedik, yada inanmış gibi yapmak daha kolay gibiydi; eski dediğimiz o kısacık zaman da
ayaklarımız yaralandı, kan revan içinde kaldı kalbimiz
bir avuç tuzu elerimizle bastık yaralarımıza, gözlerimizde kanlı yaşlarla.
yalnızdık, koca bir kalabalık ortasında yapayalnız, yalnızlığın en zor yıllarının ucundaydık
biz fırtınaya kandık, habersizdik uzak diyarların sarp sokaklarından
savruldu zaman avuçlarımızdan ve bakakaldık ardından.
geri dönülebilir sanmıştık katettiğimiz yollardan, yanılmışız!..
yol uzun, zaman kısa,ne mümkün yol almak bunca acıyla
sonunda adres değiştirdi hayatlarımız...
biliyorum bundan sonrası daha hızlı ve daha kısa, bir o kadar yorucu
bakışlarımız renksiz, bunu anlatmaya çalışan kelimeler kifayetsiz olacak yarınlarımızda.
bir ilaç sunulacak,
evet!..
bir ilaç sunulacak dışı altın içi paslı bir kapta
her yudumunda harf harf eksilip, tümceler boyu susacağız
okunmamış şiirlerle dolacak sayfalar ve telaffuzda susup,
satırlar boyu konuşmaya çaresiz, alışacağız!..