29 Ekim 2012 Pazartesi

Yaşamak Zor


hayaller mi gerçek,gerçekler mi hayal?
hayal gerçek arası bir boşluktayım bu sıralar..
ne yapsam zevk alamıyorum.en sevdiğim yemeği,en sevdiğim tatlıyı yesem dahi..
en sevdiğim çikita muzu yesemde..
en sevdiğim(i)öpsem de..
can sıkıcı geliyor artık bu hayat bana..
ölüm mü ..onada uzağım.yaklaşmasın bu sıralar hazır değilim hesaba..
az daha beklesin..
gülerken öleyim..sevinçli şekilde..
ölürken ağlamaklı olmayayım..
yaşamak zor be dostum..
hem de ne zor..

Yorgunum!

Yorgunum!
Önce gerçeğimi kendime kabul ettiriken yoruldum!
Sonra gizlerken....Daha sonra yüzleşirken....
Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda...Kendimle barışırken...
Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken...
Benim gibi binlerce onbinlerce insanın var olduğunu öğrenirken...
Yoruldum!

28 Ekim 2012 Pazar

----Gece Gece----

Yalnızlığınla başbaşa kaldığını geceleri anlar insan.. Güneş battığında herkes sevdiklerinin yanına çekildiğinde, başını göğsüne koyup uyuyacağı , omzuna yaslanıp hayallere dalacağı insanların yanına.. Belki de kavuşma umuduyla yanıp tutuştuklarının yanına, rüyalarında.. Benim gibilerse, kolu kanadı kırık dolaşmakta şarkılarda şiirlerde. Ne hayalinde bir kahramanı, ne sarılabileceği sıcak kollar ne bakabileceği yüreğine dokunan gözler..

Yalnızlık tek dostum tek sırdaşım.. Soğuk ama vefakar yoldaşım, ömrüm boyunca onu terketsem bile yanımdan ayrılmayan ebedi dostum.. Ne ihaneti var ne üzmesi.. Severim ben yalnızlığımı, karışanı görüşeni de olmaz hem..

Belki de zorlandım yalnızlığımı sevmeye.. İnsan sevdiklerini elde edemeyince, elde ettiklerini seviyor n’apsın.. Benim de elimde kalan tek şey yalnızlık oldu, onu sevmeyeyim de ne yapayım.. Vefasız yari mi, vefasız yareni mi seveyim...



Canım çok yanıyor.. Gördüklerimden ve göreceklerimden der İclal ablamız.. Aslında bu öyle bir yangın ki, yalnızca gözyaşları merhem oluyor.. Ve sevilen gözyaşlarında kopup gidiyor içinden.. Belki o gidiyor içinden, ruhundan, benliğinden; ama gülüşleri kalıyor, bir şarkının sözleri, bir sohbetin izleri kalıyor ve kanıyor içten içe... Ve yarana başka ilaçlar buluyorsun zamanla.. Ama gülüş aynı gülüş değil, ses aynı değil, bakışlar daha soğuk.. Yine içine dönüyorsun yarana, yarine... Yaramdan da hoşum yarimden de hoşum, el çek tabip benden diyor ve kendini kandırıyorsun...

İşte bunlara bağlı olarak en son unutmaya başladığında, belki unutmak da değil, yokluğunu kabullendiğinde yalnızlığı da kabullenmiş oluyorum.. Gülüyorum bir süre sonra hatta, İlhan İrem’den boşver boşver arkadaş dinliyorum falan, iyileştim gibi görünüyor.. Ne olursa olsun işte hayat devam ediyor, ama bu yaşantı göle maya çalmak gibi oluyor.. Amaçsız ve sonucu değişmeyecek olan...

Şimdilerde denize savrulan belki sevgiliye ulaşır diye umut yüklü olan cam şişeler gibiyim... İçi anlamla dolu, ama gideceği yolu bilmeyen, hedefine ulaşamadan kayalıklara vurup parçalanacak olan...

27 Ekim 2012 Cumartesi

Sahibini Arayan Satırlar

 
Zamanı aynalara çizmek gibi kendinden geçmek
Ne geçip gidişine ne suretine yansıyan çizgilere mani değil
Ellerini uzatmaktan daha uzak aynadaki suretine uzanmak
O kadar çaresiz
O kadar tek başına
Ve o kadar kendinden geçmek bu
Bu hayattan geçmek
Sınırın üzerinden dışarıya dönük
İçeriye kör bir kaçış bu….


26 Ekim 2012 Cuma

Çalamadığım Kapı

belki bilmem gerekirdi varlığını
şimdi neyi özlediğimi bilmeden yaşayamıyorum
ve gidemediğim bir yol var
çalamadığım bir kapı
hüznümün adı belli
faili meçhul bir yalnızlık değil artık benimki
ama senin yalnızlığın meşgul
benim yalnızlığım kalabalık
boş içki şişeleri var yanımda
herbirinde ayrı hüzün
atamıyorum onları
başka şişelerde
başka hüzünlere dönüşmesinler diye
kullanılmış ikinci el yalnızlıklara sebep olsunlar istemem
her üzüntümü muhabbete çeviriyorum evimde
mutfak çok temiz...
kirlenmedikçe yaşanmıyor oysa
seni düşünüyorum
derli toplu musun?
mutlumusun?
yoksa yaşanmışlıklar kirletiyormu seni de
bir gün karşılaştığımızda
ellerimle silebilecekmiyim yüzünü ya da
silemeyecek kadar temiz olman üzer mi beni?
Gidenler bizden hep bir parça götürürler
O parçanın yerinde de derin izler kalır
Herkesin bir yara izi vardır
İnsanlardan gizlemeye çalıştığı saklamak için çok uğraştığı bir yara izi
Herkesin bir yara izi vardır
Kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan
Baktıkça nefes alabiliyor olmanın kıymetini anlamanı sağlayacak bir yara izi
Bu izlerle yaşamaya alışırsın
Bir sabah belki gün doğarken baktığında dışarı yaşamayı yeniden sevebilirsin
Ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur
Acın da biraz olsun hafiflemeye başlar...

23 Ekim 2012 Salı

-----YALNIZLAR SOKAĞINA HOŞGELDİNİZ-----


HAYATI BUNALMIŞTI YİNE İNSANIN TARİF EDİLMEZ SIKINTILARI İÇİNDE BİR GÜN GEÇİRECEĞİNE İNANARAK GEÇİYORDU HER DAKİKASI. O SIKINTIYLA HER ZAMAN Kİ GİBİ ATTI KENDİNİ BENLİĞİNDEN UZAĞA . BAZEN İSTEMEDİĞİN BİR YOLDA YÜRÜRSÜN KİMSE TANIMAZ SENİ KİMSESİZLİĞİN ÇARESİZLİĞİN VERDİĞİ ACI YANSIMISTIR İNSANLARA NE KADAR  İSTEMESENDE YÜRÜMEK İSTERSİN İNATLA BU YOLDA HEM DE HİÇBİRŞEY OLMAMIŞ GİBİ. TIPKI ESKİSİ GİBİ. HAYATINI KENDİNİ TANIRSIN YAŞARSIN KENDİNİ HER ADIMINDA HER SOKAKTA KENDİNİ SOYUTLARSIN BU BEDENİNDEN NE YAPSAN KURTULAMAZSIN DAHA DA ACIR İÇİN HER SOKAK ARALIĞINDA AH BİR BİLSEN BU SOKAĞIN ADINI BİR ANLASAN HERŞEY ÇÖZÜLECEK VE BU EMSALSİZ BÜYÜ BOZÜLUVERECEKMİŞ GİBİ GELİYOR . İNATLA AZİMLE YÜRÜRSÜN AMA RUHUNUN PARÇALANDIĞI HER ARALIKTA VAZGEÇMEK İSTERSİN KAÇAMAZSIN BU SOKAKTAN NE YAPSAN ÇARE YOK İNSANLARA BAKARSIN SESLENMEK İSTERSİN AMA NE ÇARE ONLARIN RUHLARI ZATEN SENİ ANLAMAYACAK KADAR KABARIK.... OTURUR Bİ KENARA SOKAK LAMBASININ BUĞULU BİR YANSIMASI EŞLİĞİNDE DÜŞÜNMEYE BAŞLAR HAYATINDAKİ İNSANLARI İŞLENMEMİŞ BÜTÜN GÜNAHLARI DÜŞÜNÜRSÜN TEK TEK... HAYATINDA ONA ÖZEL BİRİ OLMAMIŞTI KİMSE BU SOKAKLARDA KAYBOLAN ACİZ BENLİĞİNİ HİÇ SAHİPLENMEMİŞ VE GÖRMEZDEN GELMİŞTİ. KİMSEYE KIZMIYOR VE SİTEM ETMİYORDU BELİKİ BU SOKAĞI O SEÇMİŞTİ HAYATINDAKİ TÜM KARALARIN SEBEBİYDİ BELKİ BU AMA BURDAN KURTULMAK İÇİN KALAN SON RUHUNUN ZERRESİNE KADAR VERMEYE HAZIRDI. ARTIK YAVAŞ YAVAŞ ANLAMAYA BAŞLIYOR İÇİNDEKİ ACI GÖZ KAPAKLARINA KADAR İŞLEMİŞ VE BU ACI GÖZYAŞLARIYLA HAPSOLMUŞ BİR BİÇİMDE O SAKAĞIN KÖRPE TAŞLARINA DAMLIYORDU . VE SONUNDA ANLADI BU İÇİNDE Kİ SIKINTI BİTMEK BİLMEYEN UMUT DALGASI YALNIZKTAN BAŞKA BİSEY OLAMAZDI .RUHUN BEDENİ SAHİPLENDİĞİ BU SOKAKLARA -----YALNIZLAR SOKAĞINA---- HOŞGELDİNİZ.

21 Ekim 2012 Pazar

-----BOŞ SOKAKLARIN ADI----

YİNE BİR PAZAR SABAHI ERKENDEN UYANMIŞTI . GECEDEN KALMA OLDUĞU HER HALİNDEN BELLİYDİ.KAHVALTISINI YAPMADAN BİR KAHVE HAZIRLADI KENDİNE. CAMINA VURAN VE YİNE YALNIZ GEÇECEĞİ BİR GÜNÜN HABERCİSİ OLAN GÜNÜN IŞIĞI BÜTÜN İHTİŞAMMIYLA YİNE ODASINDAYDI.
             KAHVESİNDEN BİR YUDUM ALDI, SİGARASINI YAKTI.TELEFONUNU AÇTI HER ZAMANKİ GİBİ ARAYAN SORAN YOKTU ELBETTE HER YALNIZ BİR KALBİN YAŞADIĞI GİBİ. ARTIK BU YAŞAM ONA AĞIR GELMEYE BAŞLADI. YAŞANTISINDA BİR GÜLÜCÜK ARIYORDU ONUDA BULAMIYORDU ZATEN YA DA BAŞTAN HAYAT ONA HİÇ GÜLMÜYORDU... GECE DÜŞÜNDÜKLERİ AKLINA GELDİ .BU İŞ KADER Mİ DEMELİ YOKSA ŞANSIZLIK MI …. ZATEN BU SORULAR YÜZENDEN YALNIZDI YA .. VE KAHVESİNDEN BİR YUDUM DAHA ALDI .. BU ARADA BİR TELEFON SESİ DUYULDU O KADAR SOYUTLANMIŞ Kİ HAYATINDAN YARIM SANİYE TELEFONUN KİME AİT OLDUĞUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞTI KUŞKUSUZ KENDİ TELEFONUYDU. BUNUN FARKINDA DEĞİLDİ . BİR İÇ ÇEKEREK AÇTI TELEFONU ARAYAN EN YAKIN DOSTUYDU. GECE YİNE O YALNIZ SOKAKLARIN İSMİNİ KOYMAK İÇİN ONA EŞLİK EDEN DOSTUYDU. AKŞAM İÇİN HAZIRLIK SAATİNİ VERDİ . BURDA SİZDE MERAK EDECEKSİNİZ BU ADAMLAR NE YAPIYOR DİYE.. HEMEN SÖYLİYİM BU İKİ DOST BİR RADYO PROGRAMI BÜNYESİNDE ÇALIŞMAKTALAR.. BİR NEVİ KENDİLERİNİ BULMAK İÇİN BURADALAR DİYEBİLİRİZ..
              TELEFON KAPANDIKTAN SONRA BİR DUŞ ALIP HAYTINA KALDIĞI YERDEN DEVAM ETTİ (ETMEYE ÇALIŞTI). BUNU ŞUNA BENZETEBİLİRİZ.. BİR TİYATRO OYUNCUSUNUN HİÇ İSTEMEDİĞİ BİR ROLÜ OYNAMASI GİBİ BİR ŞEYDİ ONUN HAYATI .. OYNAMASA İŞİNDEN OLURDU.. ONUNDA BU HESAP İSTEMEYE İSTEMEYE KADERİYLE YÜZLEŞİYORDU.. NE OLACAĞI GELECEĞİ HAKKINDA HİÇ BİR FİKRİ YOKTU .. YA BU HAYATIN SEYİRCİSİ ONUN BU ROLÜNE ALIŞACAK YA DA BİR MUCİZE OLUP BU YAŞANTISI İÇİNDEN GÜZEL BİR ŞEKİLDE ROLÜNÜ OYNAYIP KENDİ YAŞANTISINA DÖNECEKTİ..